23 Şubat 2017 Perşembe


Arkadaşlar merhaba bu yazımda sizlere duyusal bellek hakkında bilgi vereceğim. İlk olarak duyusal bellek nedir diyerek başlayalım.

DUYUSAL BELLEK NEDİR?

Çevredeki Uyarıcıların zihne geldiği ilk yerdir. Kapasitesi çok geniştir.(1) Bilgiyi edinmenin ilk aşaması duyusal kayıttır. Bu aşamada çevredeki uyarıcılar, uyarıcının özelliğine göre, beş duyu organımızdan biri tarafından alınarak sinirleri uyarır. Bu sırada uyarıcının izi yaklaşık 1-3 saniye duyusal belleğe kayıt olur.Çevreden gelen uyarıcılar duyu organları yolu ile duyusal kayıda gelirler. Duyusal kayıdın kapasitesi çok geniş olmasına karşın bilginin kalış süresi çok kısadır. Ancak dikkat ve algı süreçleri ile bu bilginin bir kısmı alınır ve kısa süreli belleğe gönderilir.  





Örneğin bir kitabın sayfalarını hızla çevirdiğimiz zaman sayfalarda ki yazılar gözümüzde izler bırakır. Bu süreç duyusal kayıt olarak adlandırılmaktadır. Tüm duyu organlarının organik bir bozukluk olmadığı durumlarda duyusal kayıt yapma yeteneği vardır.Duyularımız bir kameranın kayıt ettiği tüm uyarıcıları, hatta dokunma ve tatma duyuları da işin içine girdiğinde daha fazlasını kaybeder. Ancak çekilen filmler ya da fotoğraflar uzun süre incelenebilmesine karşın, duyusal kayda gelen bilgiler çok kısa zamanda silinir. Bu nedenle duyusal kayıt anlık bellek olarakta isimlendirilir. (2)


Yine bir örnekle pekiştirelim:
Gözlerimizin önünde bir kalemi ya da parmağımızı sallarsak objeden geriye kalan gölgeyi farkederiz. Elimizle diğer kolumuza hafifçe vurursak, vurmayı hemen duyumsarız. Başka bir söylemle biz vurma ve kalem izini gerçek kalktıktan sonra duyumsarız. Bu durumlar, duyu girdisinin duyusal kayıtta çok kısa kaldığını göstermektedir (Lindsay ve Norman, 1977).

Bilginin duyusal kayıtta korunma süresi duyu organına göre farklılık gösterir. Örneğin görme duyusu ile alınan bilginin bellekte bellekte kalma süresi bir saniyeden azdır. İşitme duyusuyla alınan bilgiler ise 2-3 saniye kalabilirler. Ayrıca uyarıcının şiddeti de (görüntünün parlaklığı, sesin yüksekliği vb.) uyarıcının duyusal kayıtta kalma süresini uzatır. Ancak hangi duyu olursa olsun süre oldukça kısadır.,



Duyulara kaydolan bilgilerin bilinçli ve anlamlı bir hale dönüşmesi için kısa süreli belleğe geçmesi gerekir. Uyarıcılardan hangilerinin kısa süreli belleğe geçeceğini ise tanıma, dikkat ve algı süreçleri belirler.


Duyusal kayıdın varlığı insan yaşamında kritik bir öneme sahiptir. Birey okuduğu ya da işittiği bir cümlenin sonu gelmeden başlangıçtaki sözleri unutsaydı cümleyi anlamlandırması olanaksız olurdu. Duyusal kayıdın kapasitesinin sınırsız olmasına karşın gerekli bilgiler işlenmezse kaybolur ya da varolan bilgi yeni bilgi tarafından itilir. Birey dikkat ve algı süreçleri yoluyla bu bilgiyi işleme şansına sahiptir. İşlenen bilgi bir sonraki sisteme yani kısa süreli belleğe geçer. Kısa süreli belleğin kapasitesinin sınırlı olması nedeniyle işlenemeyen bilgi, duyusal kayıttan kaybolacaktır. (3)




KAYNAKÇA







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder